Kayıtlar

Aralık, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

“Suçlu” Sensin

​ Bu başlık rahatsız edici. Bilerek öyle. Çünkü insan, en çok rahatsız olduğu cümleyi genelde en çok kaçtığı yerden duyar. “Suçlu” sensin. Ama suç dediğim şey ahlaki bir mahkeme değil. Birinin sana yaptıkları değil. Başına gelenler hiç değil. Suç dediğim,  anlam yükleme biçimin . İnsanları biz tanımlarız. Güçlüye güçlü, iyiye iyi, kötüye kötü deriz. Vefalı, vefasız, fedakâr, insafsız… Bunlar evrensel etiketler değil;  kişisel sonuç raporlarıdır . Aynı insan, birinin hayatında “kurtarıcı”, diğerinin hikâyesinde “fail” olabilir. Çünkü kişi değişmezken,  ihtiyaç değişir . Ve ihtiyaç değiştiğinde, anlam da değişir. Birine “kötü” dediğin yer, çoğu zaman onun kötülüğü değil; senin  orada bir şey beklemiş olman dır. Birine “vefasız” dediğin yer, çoğu zaman onun vefasızlığı değil; senin  borç yazmış olman dır. Kimseye açıkça söylenmeyen ama içten içe tutulan bir defter var: “Bana bunu yapmalıydın.” “Burada yanımda olmalıydın.” “Ben olsam böyle yapmazdım.” Ve sonra o def...

“Karanlıkta ilerlemek hepimizi korkutur.”

Resim
​ Vie privée (Özel Hayat) filmini izledim bugün Kadıköy Sineması’nda. Filmden bu cümleyi not aldım:  “Karanlıkta ilerlemek hepimizi korkutur.” Sonra aklım günlerdir etrafından dolaştığım bir yere takıldı. İnsanları dinlemek, yüzleşmek, gerçekten karanlıkta ilerlemek… Bunlar neden bu kadar korkutucu geliyor? Gözü kapalı yogada da yüzleşmiştim bununla. Alanı genişletme cesareti, görme cesareti insana iyi geliyor. Hatta özgürleştiriyor. Ama oraya gelene kadar insanın içinden geçen şeyler pek de romantik değil. Karanlık dediğimiz şey çoğu zaman bilinmezlik gibi anlatılıyor ama bence mesele tam tersi. Karanlık, çoğu zaman bildiğimiz ama bakmamayı seçtiğimiz yer. Duymamak için kulak kapattığımız cümleler, gözümüzü kaçırdığımız duygular, “şimdi sırası değil” diye ertelediğimiz yüzleşmeler. İnsanları dinlemek bu yüzden zor. Gerçekten dinlemek, cevap hazırlamadan dinlemek, savunmaya geçmeden durmak… Bunlar insanın içini açıyor. Kontrol duygusunu alıp götürüyor. Çünkü dinlediğinde, haklı çık...

Su Seni Kaldırır

Resim
​ Rüyamda suyun içindeydim. Yüzümde güneş ışığının yansıması vardı; sanki gökyüzü dalgaların üstüne uzanmış, ben de onun içinde nefes alıyordum. Bir anlığına unuttum tüm ihtimalleri, “ya olmazsa?” korkularını, fazladan taşıdığım yükleri… Su beni sararken, kulağımın derininde bir ses belirdi: tanıdık, sakin, güven veren… Babamın sesi. Kenarda duruyordu sanki. Telaş etmemi beklemiyordu. Sadece durdu, baktı ve yumuşak bir tonda söyledi: “Su seni kaldırır… sakin ol.” Cümlenin dinginliği ruhuma indi. O an hiçbir şey kanıtlamam gerekmiyormuş gibi hissettim. Ne çırpınmam, ne tutunmam, ne de kontrolü avuçlarımda sıkmam… Sadece kendimi bırakmama izin vermem yetti. Suyun içindeyken şunu fark ettim: Akış o kadar düşman değilmiş. Biz çoğu zaman batacağımızı sanıyoruz, oysa batıran çoğu kez korkunun kendisi. İçimde uzun zamandır sıkı duran bir düğüm o sahnede çözüldü. Güçlü görünmek, her şeyi bilmek, hep hazırlıklı olmak… bunların ne kadar ağır ve yorucu olduğunu rüyada hissettim. Suya teslim olduğ...