Su Seni Kaldırır

Rüyamda suyun içindeydim.


Yüzümde güneş ışığının yansıması vardı; sanki gökyüzü dalgaların üstüne uzanmış, ben de onun içinde nefes alıyordum.

Bir anlığına unuttum tüm ihtimalleri, “ya olmazsa?” korkularını, fazladan taşıdığım yükleri…

Su beni sararken, kulağımın derininde bir ses belirdi: tanıdık, sakin, güven veren…


Babamın sesi.


Kenarda duruyordu sanki.

Telaş etmemi beklemiyordu.

Sadece durdu, baktı ve yumuşak bir tonda söyledi:


“Su seni kaldırır… sakin ol.”


Cümlenin dinginliği ruhuma indi.

O an hiçbir şey kanıtlamam gerekmiyormuş gibi hissettim.

Ne çırpınmam, ne tutunmam, ne de kontrolü avuçlarımda sıkmam…

Sadece kendimi bırakmama izin vermem yetti.


Suyun içindeyken şunu fark ettim:

Akış o kadar düşman değilmiş.

Biz çoğu zaman batacağımızı sanıyoruz,

oysa batıran çoğu kez korkunun kendisi.


İçimde uzun zamandır sıkı duran bir düğüm o sahnede çözüldü.

Güçlü görünmek, her şeyi bilmek, hep hazırlıklı olmak…

bunların ne kadar ağır ve yorucu olduğunu rüyada hissettim.


Suya teslim olduğumda yükseldiğimi gördüm.

Direnmedim, savaşmadım, hesaplamadım.

Ve babamın sesi, içimdeki en sakin rehber gibi tekrarladı:


“Su seni kaldırır.”


Bazen hayat da aynı cümleyi fısıldıyormuş meğer:

Kontrol ettiğini sandığın her şeyi bırakınca,

akış seni hiç beklemediğin bir yerden tutuyor.


Gerçekte belki hiçbir şeyi tam bilemiyorum;

ama güvenmeyi öğrenebilirim.

Kendime, yola, akışa…


Rüyam bana kendi korkularımın sesini susturmayı öğretti.

“Ya batarsam?” diyen tarafım ilk kez geri çekildi.

Çünkü suyun içinde fark ettim:

Biz felaketleri zihnimizde büyütüyoruz.

Gerçek dünya o kadar da acımasız değil.


Babamın sesi, rüyanın içindeki en duru gerçekti.

Sanki içimde yıllardır sessiz duran bir güven duygusu

tek cümlede dışarı çıktı:


“Sakin ol… su seni kaldırır.”


Günler yine karmaşa, koşuşturma, bilinmezliklerle dolu olabilir.

İnsan yine kaygılarına, şüphelerine, “ya olmazsa?” ihtimallerine takılabilir.

Ama artık şunu biliyorum:


Bıraktığımda, hayat bazen tutuyor.

Su gerçekten kaldırıyor.


Ve bu düşünce hafiflik gibi.


Eğer benim bu rüyam sana da bir şey fısıldıyorsa, şunu al yanına:


Kontrolü bırakmak teslimiyet değildir.

Bazen yenilmek değil, en cesur duruştur.

Kalbinin ağırlığını suya bırakmak,

kendine güvenmeyi öğrenmenin ilk adımı olabilir.


İçinde her ne akıyorsa… hangi dalga çarpıyorsa çarpsın…

Azıcık dur.

Azıcık nefes al.

Belki o su, seni sandığından daha güçlü taşır.


Ben rüyadan bunu aldım.


Ve içimden tekrar etmekten vazgeçmiyorum:


Su seni kaldırır.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Aydınlat, Isıt Ama Işığından Parça Verme: Eksiltme, Büyüt.

Bu gerçekten güçlü bir metafor...