Hedeflerimiz Gerçekten Bizim Mi?
Hayatın içinde fark etmeden birçok “bekleme süresi” belirliyoruz. Bir şey olana kadar, biri gelene kadar, bir koşul gerçekleşene kadar… Bu bekleyişler aslında farkında olmadan konforumuzdan çıkmamıza sebep oluyor. Ama dikkat et: bazen peşinde koştuğumuz hedefler, gerçekten bize ait olmayabiliyor.
Bilinçaltımızdaki Kalıntılar
Çocukken çok sevdiğimiz bir arkadaşımızın hayali kulağımıza çalınıyor; “Ben büyüyünce şunu yapacağım.” O arkadaş yıllar sonra hayatımızda bile kalmıyor ama onun hayali bizim bilinçaltımızda iz bırakıyor. Belki yıllarca onun ulaşmak istediği şeye ulaşmaya çalışıyoruz.
Aynı şekilde, bir sevgilinin tutkusu, bir aile büyüğünün beklentisi, bir öğretmenin söylediği bir cümle bile bize ait olmayan bir hedefin tohumu olabiliyor.
Başkalarının Hayallerinde Koşmak
Zaman geçtikçe, o eski arkadaşlarımızın kendi hedeflerine ulaştığını gördüğümüzde garip bir rahatlama gelebiliyor: “Demek ki ben zaten onların yolunda yürüyormuşum.”
Oysa asıl tatmin, kendi hedeflerimizin aslında kendi konfor alanımızı oluşturduğunu fark ettiğimizde geliyor. Bu farkındalık rahatlatıcıdır; çünkü özünü göstermek, üretmek için kendine daha açık bir alan bırakırsın. Kendi yoluna döndüğünde, dışarıdan ödünç alınmış hayallerin gölgesinden çıkıp gerçek potansiyelini sergileyebilirsin.
Hedef Ayıklama Sanatı
Hedeflerimizi düzenli olarak gözden geçirmeliyiz. Kendimize şu soruyu sormak cesaret ister:
• Bu hayal gerçekten benim mi?
• Yoksa bilinçaltımda kalmış bir kalıntı mı?
• Bu hedefe ulaştığımda kalbim mi dolacak, yoksa sadece bir görev mi tamamlanmış olacak?
Kendi hayallerimizi seçtiğimizde, geçmişin gölgelerinden özgürleşiyoruz. Gelecek artık başkalarının değil, bizim davetimizle şekilleniyor.
⸻
✨ Peki senin hayatında hangi hedefler gerçekten sana ait, hangileri başkalarının izleri?
Bunu düşünmek için kendine küçük bir alan aç. Belki de asıl özgürlük, tam da orada başlıyor.
Yorumlar
Yorum Gönder