Görmeyi Hatırlamak: Alıştığımız Güzellikleri Yeniden Keşfetmek
Güzel şeylere alıştıkça onları fark etmez oluyoruz. Oysa bir an durup gerçekten baktığımızda, etrafımızdaki mucizeleri yeniden keşfedebiliriz. Düşünün, bir hapishanede doğduğunuzu… Hayatınızın ilk 15 yılını dört duvar arasında, küçük bir avludan başka bir gökyüzü görmeden geçirdiğinizi. Sonra bir gün kapılar açılıyor ve dışarı adım attığınızda, gökyüzü sizi pembe, turuncu ve morun en güzel tonlarıyla karşılıyor. Güneşin batışını ilk kez böyle görmek nasıl bir his olurdu? İlk kez rüzgârın saçlarınıza karıştığını, denizin tuzlu kokusunu duyduğunuzu, ağaçların rüzgârda hafifçe dans ettiğini fark ettiğinizde içinizde nasıl bir heyecan uyanırdı? Ama işte o gökyüzü her gün orada. O renkler her akşam üstümüzde. Çoğu zaman fark etmiyoruz bile, çünkü alıştık. Gün batımının o büyüleyici renklerini görmeden telefon ekranına bakıyoruz. Dalgaların kıyıya vururken çıkardığı sesi dinlemeden yürüyüp gidiyoruz. Sabah uyandığımızda, yumuşacık bir yatağın içinden kalkmanın aslında ne büyük bir konfor old...